Bugün ülkedeki hukuksuzluğa ve genel başkanı olduğu partisine karşı yapılan baskı ve saldırılara, halkı da yanına alarak büyük bir özveriyle karşı koyan, sokak eylemleriyle milyonları sokağa döken Manisa'nın evladı CHP Genel Başkanı, Eczacı Özgür Özel'in siyasetin zorlu yollarından nasıl bugünlere geldiğinin hikayesini yazmak geldi aklıma...

Yıl 2009 Ocak ayı başlarıydı. Bugünün CHP Genel Başkanı Özgür Özel, o tarihte Ankara’da TEB (Türk Eczacıları Birliği) Genel Sekreteriydi. ÖDP’de birlikte siyaset yaptığımız Semih Balaban ise ÖDP’den yeni ayrılmış, 29 Mart 2009’da yapılacak yerel seçimlerde CHP Manisa Merkez İlçe Belediye Başkan aday adayı olarak Dr. Kadri Kocabaş ile birlikte başvuru yapmışlardı. O tarihte Manisa’yı mecliste temsil eden CHP’li üç milletvekili vardı. Bunlardan birisi Şahin Mengü idi. CHP Genel Merkezi, Şahin Mengü’nün de etkisi ve desteğiyle merkez yoklaması sonucu Manisa Belediye Başkan adaylığına Dr. Kadri Kocabaş’ı aday göstermişti. Ancak Dr. Kadri Kocabaş, iki haftalık seçim çalışmaları sonrasında sağlık sorunlarını gerekçe göstererek adaylıktan çekildiğini açıklamıştı. Oysa gerçek bu değildi. Gerçek olan, o dönemdeki Manisa Merkez İlçe yönetiminin kendisine yeterli desteği vermediği ve yalnız bırakıldığı gerekçesiyle Dr. Kadri Kocabaş’ın adaylıktan çekildiğiydi. Bu konuyu kardeşi ile görüştüğüm için çok iyi biliyordum.

Bunun üzerine CHP Genel Merkezi’nin ikinci sıradaki aday adayı Semih Balaban’ı aday göstereceği beklenirken, Şahin Mengü’nün dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile görüşüp, Baykal’ın çok yakın dostu olan Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak aracılığıyla TEB’in başarılı Genel Sekreteri, Manisalı eczacı Özgür Özel’i aday gösterecekleri yönünde bir bilgi gelmişti kulağıma.

Ben de Özgür Özel’i ortak dostumuz olan, öz abim kadar sevdiğim Kıbrıslı Özkan Safaoğlu aracılığıyla tanımış ve ortak bir arkadaşlığımız, dostluğumuz oluşmuştu. Kulağıma bu bilgi gelince hemen Özkan Safaoğlu’nu aradım: “Abi, böyle bir durum var. Özgür’ü uyaralım, adaylık teklifini kabul etmesin. Çünkü Merkez İlçe yönetimi Dr. Kadri Kocabaş’a destek vermediği gibi Özgür’e de destek vermeyeceklerini düşünüyorum” dedim. Siyaseti pek sevmeyen Özkan Safaoğlu, “Uğur, al Özgür’ün telefonunu vereyim, kendin konuş. Ben bu işlerden anlamam” demişti.

Peki dedim ve Özgür Özel’i telefon ile aradım, durumu kendisine anlattım. Özgür Özel, “Uğur abi, geç kaldın. Dün akşam yapılan görüşmede teklifi kabul ettim ve çalışmalara başlamak için yarın Manisa’ya geliyorum. Özkan abi, sen, ben ve bir de ortak dostumuz Bektaş Kılınç bir araya gelelim, bir strateji belirleyelim” demişti. Peki dedim. Durumu Özkan abi ve Bektaş ile görüştüm. Ertesi gün akşam, Özkan Safaoğlu’nun evinde Özgür Özel, Bektaş Kılınç ve ben birlikte oturduk. Gece yarısı saat üçlere kadar “Ne yaparız, nasıl bir yol izleriz?” diye çalışma yapmıştık. Hiç unutmuyorum, Ramazan ayıydı. Gecenin üçünde Özgür, ben ve Bektaş, Özkan abinin evinden çıktık, yaya olarak Ramazan davulcuları ile birlikte sokakta yürüyerek evlerimize dağılmıştık.

Bektaş Kılınç CHP üyesiydi. Ben de 1999–2004 döneminde ÖDP kontenjanından DSP Manisa Belediye Meclis Üyesi seçilmiş ve beş yıl görev yapmış olup, yerel yönetimler ve belediye mevzuatı konularında kendimi çok iyi yetiştirmiştim. Bunu çok iyi bilen Özkan Safaoğlu, benim Özgür Özel ile birlikte meclis üyesi adayı olup çalışmaların içinde olmamı önermişti. Ben de, “Abi ben CHP üyesi değilim. Özgür’ün parti üyelerinden belirleyeceği bir ekiple bu çalışmaları yürütmesi daha doğru olur. Etik olan da budur” dedim. Ama dışarıdan bilgi, belge, her türlü desteği vereceğimin sözünü vermiştim.

O gece Özgür’ün benden bir ricası olmuştu:

“Uğur abi, Semih Balaban arkadaşın oluyormuş. Konuşsan da bizimle birlikte olsa, bize destek verebilir mi?” demişti.

Ben de elbette konuşurum, hatta hep birlikte gidip konuşalım dedim. Birkaç gün sonra Semih Balaban’ın sahibi olduğu dershaneye Özgür Özel, Özkan abi ve ben üçümüz birlikte gittik. Semih Balaban ile bir saate yakın konuştuk. Ancak Semih Balaban, Özgür Özel’in teklifini, “Bu belediye başkan adaylığı benim hakkımdı. Genel Merkez benim yerime sizi aday olarak belirledi ve ben mağdur edildim. O yüzden böyle bir teklifi kabul edemem” diyerek reddetti.

Bunun üzerine Özgür Özel ile Özkan abi oradan ayrıldılar. Ben Semih hocanın yanında kaldım. “Siz gidin abi, ben size daha sonra katılırım. Semih hoca ile bir defa daha özel olarak görüşeyim” dedim. Yarım saate yakın bu konuyu görüştük ama Semih hoca kararlıydı, bana da “Hayır” demişti. Hatta hiç unutmuyorum, kendisine açık açık şunu söylemiştim:

“Semih hocam, sen bu tavrınla ‘Benim CHP’de siyasi ömrüm buraya kadar mı?’ diyorsun, yoksa ‘Ben CHP’de siyaset yapmaya devam edeceğim’ mi diyorsun?”

Semih hoca, “Yok Uğur abi, ben kararlıyım, CHP’de siyaset yapacağım” cevabını vermişti. Ben de “O zaman Semih hocam, aklını kullan. Bugün Genel Merkezin görev verdiği Özgür Özel ile birlikte hareket eder ve ona bu yerel seçimlerde destek olursan, ileride siyasette daha iyi yerlere gelebilmenin yolunu açarsın. Siyasette ilerinin yolunu bugünden aralarsın” dedim. Ama nafile… Semih hoca bütün ısrarlarıma rağmen Özgür Özel’e destek vermeyi, yanında olmayı o gün bir türlü kabul etmedi.

Bu şartlarda yarışa rakiplerinden iki ay geç başlamış olan Özgür Özel, mevcut ilçe yönetiminin de yeterli desteği vermemesi üzerine 22 bin 416 oy alarak yüzde 13,9’luk bir oy oranıyla seçimi üçüncü sırada tamamlayabilmişti. Rakibi MHP’li Cengiz Ergün ise birçok CHP’li seçmenin de sırf AKP’nin adayı kazanmasın diye MHP’li Cengiz Ergün’e oy vermesiyle 62 bin 411 oy alarak yüzde 38,7’lik bir oy oranıyla Manisa Belediye Başkanı seçilmişti.

Ama şunu hiç unutmuyorum. O dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, seçimlerde çok miting yapan bir genel başkan olmamasına rağmen o seçimde Özgür Özel’e destek için Manisa’ya gelmiş, Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan mitingde kürsüde Özgür Özel’i yanına alarak alandakilere şöyle seslenmişti:

“Bu genç delikanlıya iyi bakın. Ben bu gencin gözlerine baktığımda otuz yaşlarındaki Deniz Baykal’ı görüyorum.”

İşte o gün demiştim ki; Özgür Özel bu seçimi alamayacak ama ileride bu partide önce milletvekili olacak, sonra da hızla yükselecek..!

İki yıl sonra, 2011 Haziran ayında yapılan genel seçimlerde Genel Merkez tarafından Manisa’dan ikinci sıra kontenjan adayı olarak gösterilmiş ve CHP Manisa milletvekili olarak mecliste Manisa’yı temsil etmeye başlamıştı. Daha sonra 2014 yılında Manisa büyükşehir olmuş ve yapılan yerel seçimlerde yine CHP Genel Merkezi tarafından Manisa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak gösterilmiş, yapılan ön seçimde de Semih Balaban Şehzadeler İlçesi Belediye Başkan adayı, Av. Ali Arslan da Yunusemre İlçesi Belediye Başkan adayı olarak belirlenmişti. “Bu üçlü çok güçlü” seçim sloganı ile seçimlere katılan bu üçlü başarılı olamamışlardı. Özgür Özel meclisteki görevine geri dönmüş, Semih Balaban ise Şehzadeler İlçe Başkanlığından sonra iki dönem il başkanı seçilmiş ve 2023 genel seçimlerinde milletvekili aday adaylığı için bu görevinden ayrılmıştı. Genel Merkezin belirlemesiyle beşinci sıradan girdiği seçimde milletvekili seçilememişti. Tekrar il başkanlığı yarışına girmiş ve Ferdi Zeyrek’e karşı yarıştığı il başkanlığı seçiminde kaybetmişti. Parti içi rekabette her zaman kendisini rakip olarak gördüğü Özgür Özel ise 4-5 Kasım’da yapılan CHP 38. Olağan Genel Kurultayı’nda, 13 yıllık Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu karşısında yarışı kazanmış ve CHP’nin 8. Genel Başkanı olarak koltuğa oturmuştu…

Özgür Özel, CHP Genel Başkanı olarak 7 Kasım Salı günü memleketi Manisa’ya ilk gelişinde karşılaştığımızda birbirimize iki kez sarılıp öpüştük. İlkini benim için, ikincisini de ikimizin de çok sevdiği, değerli dostumuz, bugün hayatta olmayan Özkan Safaoğlu için olduğunu çok iyi biliyorum. Çünkü Özgür Özel ile sarılıp öpüşürken ilk sözü şu olmuştu:

“Ah be Uğur abim, keşke Özkan abimiz de sağ olsaydı da bu günü görebilseydi” diyerek yad etmiştik sevgili dostumuz Özkan Safaoğlu’nu…

O gün CHP Genel Başkanı olan Özgür Özel’in Manisa İl Binasındaki ziyaretinde eski İl Başkanı Semih Balaban'ı da yanına alarak iki eski dost gibi sarmaş dolaş sarıldıkları fotoğraflarını gördüğümde duygulandım ve “Vay be” dedim. Her ikisinin 14 yıl önce siyasete başladıkları o gün geldi aklıma. Ve dedim ki kendi kendime: Keşke karşılaştığınız o ilk gün böyle iki dost gibi sarılıp başlayabilseydiniz bu siyasete. Eee, ne diyelim, nereden nereye…

Şimdi Özgür Özel CHP Genel Başkanı, Semih Balaban da Yunusemre Belediye Başkanı...

Ah, bir de Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş sevgili kardeşim Mimar Ferdi Zeyrek de aramızda olsaydı. Kendisini rahmet ve özlemle anıyorum...

“İnsan gerçektir, bazı hikayeler hayattan, insandan daha gerçektir.”