Hani her genel seçimden sonra size sandıkta nasıl koyduk diyen arkadaşlar var ya bazen...
Size sandıkta nasıl koyduk diyen arkadaşlar..!
Bakın şu konuda sizinle anlaşalım mı?
Söz konusu koyulmaksa eğer, siz ve biz yok..!
Biz ve...
Bir de onlar var...
Sen, ben, biz, hepimiz böyle birlikteyiz. Sen onlardan değilsin, çünkü ben yapısal şiddet mağduruyum sen de yapısal şiddet mağdurusun...
Sen, ben, biz hepimiz böyle komple yapısal şiddet mağduruyuz...
Nasıl mı?
En basit tanımıyla halkın temel ihtiyaçlarına erişimi engelleyen ya da yaşam koşullarını sistematik olarak kötüleştiren devlet politikaları ya da ihmal durumları, ekonomik eşitsizlikler, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, açlık, militarizm, yoksulluk, aile yoksulluğu, çocuk yoksulluğu bunların hepsi birer yapısal şiddet...
Türkiye'deki yoksulluk sınırı 86 bin 36 lirayken, asgari ücretin 22 bin 104 lira 67 kuruş olması, mecliste çocukların bir öğün ücretsiz yemek verilmesi teklifi red edilirken, çocukların okul kantininden bir simit, bir ayrana 50 lira vermesi de yapısal bir şiddettir mesela...
Çocuklar düzgün eğitim alsın, okullardaki hijyen koşulları sağlansın, yani tuvaletlerde sabun olsun diyen ailelere 600 bin liranın altında da özel okul var oraya gönderin çocuklarınızı diyen bir milli eğitim bakanının kendi çocuğunu özel okullarda okutması ve devlet okullarındaki hiçbir soruna kulak asmaması da yapısal şiddettir...
Madende, depremde ve afette kazanın kendisinden değil de ihmalden ölenlerin hayatını kaybetmesine neden olan ihmallerde yapısal şiddettir...
Bir tarafta aileler yoksulluktan makarnanın tadını tadlandırabilmek için makarnanın suyuna en ucuz tavuk bulyon eklerken, et yemek senin için lüks haline gelmiş, hatta hep bir lüks olmuşken, ülkenin hazinesinden kendi saraylarında kendileri için ziyafet çekenlerin ejder meyveleri yiyenlerin, sana seni kendinden gibi hissettirmesi de yapısal şiddettir mesela...
Seni, sana belli etmeden temel ihtiyaçlarından mahrum kılan, akşam yemeğinde ne yiyebileceğini sana belli etmeden sana dikte eden, sen en ucuzu nerdedir diye ararken o ucuz gıdaları denetlemeyip senin ölümüne neden olan, sana benden nefret etmeni öğreten, benim de senden nefret ettiğimi düşündürten her şey yapısal şiddettir...
Her kötülük gibi bu da planlıdır, programlıdır üstelik...
Tekrar söylüyorum siz, biz yok aslında.
Onlar ve biz varız.
Ha yine de koymaksa mesele...
O zaman şunu söyleyeyim canım kardeşim.
Ahmet Arif'in dediği gibi; Bunlar engerekler ve çiyanlardır.
Bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır..!
İllede bir koyan varsa, ki; var.
Onlar da aşımıza ekmeğimize göz KOYANLARDIR...
Sen yine de; ben şiddeti uygulayanlardanım yani koyanlardanım diyorsan orası başka.
O zaman devam kardeşim.
Daha ben sana ne diyeyim...